Jinekolojik SorunlarMiyom
Miyom Kansere Dönüşür mü?
Rahimde ve rahim ağzında görülen miyomlar, rahimin düz kas liflerinde gelişmiş sınırları belirgin olan iyi huylu tümörlerdir. Bunlar halk arasında ur olarak tanımlanır. Bunların sayıları ve büyüklükleri birbirinden farklı olabilir. Ayrıca belirti vermeden geliştikleri gibi, kadının yaşamını olumsuz şekilde etkileyebilecek derecede sorunlara da neden olabilirler. Miyomlar en fazla 30-45 yaş arasında olan kadınları etkiler. Ergenlik döneminde kadar fazla görülemediği gibi, menopozla birlikte gerileme gösterirler. Gebelik döneminde olan kadınlarda da miyomların büyümesi söz konusu olur. Büyük boyda olan miyomlarda daha fazla dejenerasyon olabilir. En fazla hiyalin dejenerasyon ve kırmızı dejenerasyon gebelik döneminde, kistik dejenerasyon ve malign kanserleşme eğilimi miyomlarda % 5-10 oranında görülür. Miyomlar iyi huylu tümörler olmasına rağmen, çok az olasılıkla kanserleşme eğilimi gösterebilir.
Miyom belirtileri nelerdir?
- Miyomlar büyüklükleri ve yerleşim yerlerine orantılı şekilde adet kanamalarında artışa neden olabilir
- Adet döngülerinde düzensizliğe neden olur
- Cinsel ilişki sonrasında kanamaya neden olabilir
- İki adet kanaması arasında ara kanamalara neden olabilir
- Rahim ön duvarında yerleşen miyomlar sık idrara çıkmaya neden olabilir
- Adet dönemindeki cinsel ilişkide, kuyruk sokumuna doğru yayılan ağrı
- Büyüyen miyomların bağırsaklara yaptığı baskıyla kabızlık oluşması
- Omurlardan bacaklara giden sinirlerde sıkışma olursa, bel ağrısına neden olabilirler
Miyomlar genel olarak gebeliğe engel olmaz. Gebelerde ultrason muayenesi sırasında miyom tanısı yapılabilir. Gebelikle birlikte miyom görülme olasılığı % 5 kadardır. Miyomların çoğu gebeliğin gidişatını fazla etkilemez. Fakat kadında düşük yapma olasılığını 2 kat arttırabilir. Erken dönemde kanamaya neden olabilir. Bu dönemde miyomların yaklaşık % 30 kadarı büyür. Büyüme çoğunlukla gebeliğin ilk üç ayı içinde gerçekleşir. Kırmızı dejenerasyon olması halinde, kadında şiddetli karın ağrısı meydana gelir.
Miyomların neden olduğu komplikasyonlar nelerdir?
- Miyomlar yaklaşık olarak % 0,5 oranında kötü huylu ura dönüşebilir
- Gebelikte aniden büyümeleri etraftaki dokulara ve fetusa rahatsızlık verebilir
- Miyomlara aşırı ya da sızıntı şeklinde kanamaya neden olduklarından, kansızlığa sebep olabilir.
Miyom kansere dönüşür mü?
Miyomlar rahmin düz kas dokusundan köken alan iyi huylu tümörlerdir. Bunların kansere dönüşme olasılığı yok denecek kadar azdır. Yapılan araştırmalarda bu oran binde iki kadar bulunmuştur. Miyomlar kanserli yapılar değildir. Bunların kansere dönüşme eğiliminin olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Miyomların gelişimin östrojen ve progesteron hormonlarının sorumlu olduğu düşünülmektedir. Ayrıca genetik yatkınlığın bunda rolü bulunmaktadır. Hastanın annesinde, kız kardeşlerinde, anneannesinde miyom bulunabilir. Rahimde dış tabakada, orta ve iç tabakada gelişim gösterebilir. Araştırmacılar miyomların kanserli hücreye sahip olmadığını, kanserin başka etkenlerle oluştuğunu düşünmektedir. Ancak bu kesin olarak bilinmemektedir.
Miyom oluşumunu arttırıcı risk faktörleri nelerdir?
- Siyah ırktan olmak
- Hiç doğum yapmamış olmak
- Kadının ilk adetini erken yaşta görmüş olması
- Beslenme düzensizliği
- Aşırı kilolu olmak ( Obezite derecesinde )
- Alkolün aşırı kullanımı
- Genetik yatkınlık
- Yüksek tansiyon
Miyom tedavisi nasıl yapılır?
Miyomların tedavisinde ilaçlar faydalı olmamaktadır. Bazı ilaçlar yumurtalık baskılayarak, geçici bir süre menopoz etkisi yaratıp, miyomların küçülmesini sağlar. Bu uygulama genellikle miyomların cerrahi tedavisinden önce küçülmesini sağlamak ve kanamayı azaltmak için kullanılır. Bu geçici bir etki yaptığından, cerrahi uygulamanın daha rahat yapılmasını sağlar. İlaçların bırakılmasıyla birlikte miyomlar eski haline dönüş yapar. Bu bazı durumlarda çok küçük miyomların iyice küçülmesini sağlayarak, cerrahiden sonra yeniden büyümesine neden olabilir. Bu durumda hastanın tekrar ameliyat edilmesi gerekebilir. Ayrıca bu ilaçların uzun süre kullanılması, kadınlarda kemik erimesi ile sıcak basması gibi etkilere neden olur. Bu etkenlerle miyomların kesin tedavisi cerrahi yolla yapılır.
Miyomların çıkarılmasında hangi cerrahi yöntemler kullanılır?
Miyom tedavisindeki yöntem tercih edilirken hastanın yaşı, çocuk isteği olup olmaması ve sosyal durumu değerlendirilir. Bunun dışında miyomların sayısı, büyüklüğü ve rahimdeki yerleşim yeri cerrahinin şeklini belirler. Bu durumda uygulanan yöntemle sadece miyomların çıkarılması ya da rahmin tamamen alınması söz konusu olabilir. Operasyonlar açık yada kapalı olarak uygulanabilir. Miyomektomi ameliyatı miyomların kapsülünden sıyrılarak çıkarılmasıyla gerçekleştirilir. Bu tedavi daha çok çocuk sahibi olmayı isteyen kadınlarda, rahmin korunmasını sağlar. Histereskopi yöntemine kadının miyomlarla birlikte, rahmi ve gerekirse yumurtalıkları da alınabilir.
Miyom ameliyatından önce ne yapılmalıdır?
Ameliyat öncesinde hastanın anestezi ve dâhiliye uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerekir. Yaşı 40 in üzerinde olan hastalarda elektro kardiyografi çekilir. Hastalarda akciğer filmi, kan sayımı, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri yapılır. Bunun dışında anestezi doktorunun istediği tetkikle yapılır. Hastanın astım, bronşit gibi hastalıkları olması halinde, solunum fonksiyon testleri yapılması gerekebilir.
Miyom ameliyatı sonrasında nasıl bir bakım gerekir?
Uygulanan ameliyat genel anestezi altında yaklaşık bir saatte tamamlanır. Ameliyat açık teknikle yapıldığında, bu süre biraz daha uzayabilir. Ameliyattaki kesi büyükse, yaranın iyileşmesi zaman alabilir. Hastanede 2-3 gün kalınması gerekebilir. Cilde erimeyen dikiş atılırsa, 7-10 günde alınması gerekir. Hastanın tam olarak toparlanması için, 3-4 hafta geçmesi gerekir. Laparoskopiyle yapılan ameliyatlarda iyileşme daha kısa süre sürer. Hastanın yeniden gebelik planlaması yapması halinde, yaşına bağlı olarak 3-6 ay beklemesi gerekir.
Miyom ameliyatından sonra hangi sorunlar görülebilir?
Ameliyat yapılan kesi yerinde, karnın içinde ve idrar yollarında ateş, bulantı ve kusmayla birlikte iltihap ve enfeksiyon gelişme riski olabilir. Bölgeye komşu olan mesane, idrar yolları ve bağırsaklarda zedelenme olabilir. Karın içinde olan büyük damarların zedelenmesi ve kanama olması halinde, kan birikiminden hematom, bazı durumlarda rahmin alınmasını gerektiren kanamalar oluşabilir. Her ameliyatta olduğu gibi enfeksiyon, akciğerlerde pıhtı oluşumu, alerjik reaksiyon, kanama, kalp krizi, akciğerlerin havalanma azlığı atelektazi ve ölüm gibi komplikasyonlar oluşabilir. Bu sorunlar daha önceden diyabet hastası olanlarda, yüksek tansiyonu olanlarda, kalp ve damar hastalarında, böbrek hastalarında, sezaryen geçirenlerde ve sigara kullananlarda daha fazla görülür.
Miyom çıkarma ameliyatından sonra cinsel ilişki ne zaman olabilir?
Ameliyattan sonra hastaların cinsel yaşama geri dönmesi, çıkarılan miyomun boyutlarına ve yerleşim bölgesine göre değerlendirilir. Rahmin dışına büyüme gösteren, küçük boydaki miyomlarda süre daha kısa olurken, rahmin iç tarafına büyüme gösterenlerde ya da ameliyatta kaviteye girmek zorunda kalındığında ya da miyom çıkarıldıktan sonra kalan defektin büyük olması halinde, cinsel yaşama dönüş daha uzun süre alabilir. Fakat bu süre yaklaşık olarak 6 hafta olarak kabul edilir.
Miyomlar genetik midir?
Kadınlarda hormonal ve genetik faktörler miyomların oluşumundan sorumlu tutulur. Bunların yaklaşık % 40-50 kadarında, tümör spesifik kromozomal anormallikler belirlenmiştir. Miyomu olan kadınlarda 12. ve 14. kromozomların arasında trans lokasyonlara ve 7. kromozom ve 12. kromozomda delesyona rastlanır. Bu genetik değişimler vücuttaki dokunun östrojen ve progesteron hormonlarına verdiği yanıtı etkiler. Bunun dışında kalanlarda ise, muhtemelen henüz tespit edilememiş genetik sorunlar söz konusu olabilir. Östrojen ve progesteron hormonlarının miyomun büyümesini desteklemesi, bu tespiti doğrular şekildedir. Miyomların oluşma sebepleri arasında artan östrojen seviyesi gibi hormonal etkiler gelir. Bunun dışında kalıtım ve etnik köken bunda etkili olmaktadır.
İstanbul’da myom/yumurtalık kisti/over kisti tanı ve tedavisi için Prof. Dr. Ateş KARATEKE ile iletişime geçebilirsiniz.